بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

وَجَعَلۡنَا سِرَاجٗا وَهَّاجٗا ١٣

(Ona) parıl parıl parıldayan bir kandil asdık.

– Hasan Basri Çantay

وَأَنزَلۡنَا مِنَ ٱلۡمُعۡصِرَٰتِ مَآءٗ ثَجَّاجٗا ١٤

O sıkıcı mengenelerden de şarıl şarıl su indirdik,

– Hasan Basri Çantay

لِّنُخۡرِجَ بِهِۦ حَبّٗا وَنَبَاتٗا ١٥

(15-16) Onunla dâne, nebat ve (ağadan birbirine) sarmaşmış bağçeler çıkaralım diye.

– Hasan Basri Çantay

وَجَنَّٰتٍ أَلۡفَافًا ١٦

(15-16) Onunla dâne, nebat ve (ağadan birbirine) sarmaşmış bağçeler çıkaralım diye.

– Hasan Basri Çantay

إِنَّ يَوۡمَ ٱلۡفَصۡلِ كَانَ مِيقَٰتٗا ١٧

Şübhe yok ki o (hak ile batılı) ayırd etme ve hukûm verme günü ta'yîn edilmiş bir vakıtdır,

– Hasan Basri Çantay

يَوۡمَ يُنفَخُ فِي ٱلصُّورِ فَتَأۡتُونَ أَفۡوَاجٗا ١٨

o gün «Suur» a üfürülecek de hepiniz bölük bölük geleceksiniz,

– Hasan Basri Çantay

وَفُتِحَتِ ٱلسَّمَآءُ فَكَانَتۡ أَبۡوَٰبٗا ١٩

(o gün) gök açılmış, kapı kapı olmuş,

– Hasan Basri Çantay

وَسُيِّرَتِ ٱلۡجِبَالُ فَكَانَتۡ سَرَابًا ٢٠

dağlar (yerlerinden koparılıb) yürütülmüş, bir serab haaline gelmişdir.

– Hasan Basri Çantay

إِنَّ جَهَنَّمَ كَانَتۡ مِرۡصَادٗا ٢١

Şübhesiz ki cehennem bir pusudur.

– Hasan Basri Çantay

لِّلطَّٰغِينَ مَـَٔابٗا ٢٢

Azgınların dönüb dolaşıb girecekleri bir yerdir.

– Hasan Basri Çantay

لَّٰبِثِينَ فِيهَآ أَحۡقَابٗا ٢٣

Sonsuz devirler boyunca içinde kalacaklar,

– Hasan Basri Çantay

AYARLAR
Okuyucu